Aidat Borcu Sorgulama
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim


Reklam































-------------

HİZMETTE 12. YIL ÖZEL


NAZLIM KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIM EVİ
2017 - 2018 YILI KAYITLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR.

TEL : 0(326) 413 71 31 – 0 (533) 485 36 68

YENİŞEHİR MAHALLESİ A.ALKAN CADDESİ NO: 17 / REYHANLI



Hatay Hakkını Neden ve Nasıl Arıyor?

Şemsi Belli, 1960’larda Ankara’ya ulaşmanın, ses edebilmenin zorluğunu Anayasso adlı şiirindeki şu dörtlükte Hakkari örneği üzerinden anlatır:

“Şavata’tan Angara’ya ses getmiir
Biz getmeğe guvvatımız hiç yetmiir
Malımız yoh, yolumuz yoh Angara’ya ses verecek dilimiz yoh”.

Bugün Ankara’ya ulaşacak mal da yol da var ama ses edebilmek için gerekli araçlar hala kullanıla-mıyor. Benim yakın dönemdeki Ankara deneyimlerimden vardığım kanı “Şunda bu var, bizde de olmalı”, “Bize şunu getir” gibi taleplere Ankara’dakilerin artık itibar etmediğidir. Bir şeyler istemek vatandaş olarak hakkımız elbette. Ancak bu isteğin gerekçelerini somut, ölçülebilir bulgularla destekleyerek ses ettiğimizde bu sese karşılık bulma ihtimalimiz artıyor.

“Hatay Halkı Hakkını Arıyor” tam da bu anlattığım şekilde tasarlanmış bir projedir. Projenin kolektif bir harekete dönüşmesini sağlayacak imza kampanyası sürecine gösterilen ilgi sevindirici. Diğer taraftan, yine imza kampanyasına takılıp, yerel gazetelerden ve sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla projeyi olumsuz eleştirenler de var. Bu eleştiriler iki temel iddiaya dayanıyor:

1)Belediye onca kişiyi işe aldı ama bana iş bulamadı. Bahsettikleri 12000 istihdamdan da torpilli olanlar yararlanacak,

2)Bu proje bir kamuoyu oyalama aracıdır. Teşvikler konusunda yapacak bir şeyimiz yok, çünkü bu dağılımı Ekonomi Bakanlığı belirliyor. Gazetedeki ilk yazımda bu projenin neden başladığı ve neyi amaçladığı sorularını, olumsuz iddialara da cevap verecek şekilde tartışmak istiyorum.

PROJE NEDEN BAŞLADI?

Hatay ekonomisinin uzun süredir çözüm getirilememiş (kronik) sorunları var. İlk aklıma gelenler sektörel çeşitsizlik ve ilçeler arası ekonomik uçurumlar. Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın (DOĞAKA) çalışmalarına baktığınızda da bu sorunların çözümüne yönelik bir arayışın sürmekte olduğunu görürsünüz. Bunların yanında 2011’den sonra nükseden yeni sorunlarımız var. Bu yeni sorunların temelinde ise Suriye’deki iç savaş yatıyor. İhracatımızdaki göreli performans kaybı, nüfus şoku ve göçmenlerin ekonomik ve sosyal uyumu gibi konular daha önce çok az tartıştığımız ya da gündemimizde olmayan konulardı.

İhracatımızın seyrini incelediğinizde Hatay hala en çok ihracat yapan 10 ilden biri olsa da ilimizin Türkiye toplam ihracatı içindeki payı 2012’den sonra gerilemeye başlıyor. Yani diğer illere göre Hatay ihracat açısından performans kaybetmeye başlamış. Zaten ildeki iş dünyasının ve yerleşik hanehalkının beklentilerini zor karşılayan altyapımız, nüfusa aniden eklenen 500000 Suriyeli göçmenle birlikte beklentileri karşılayabilme statüsünü tamamen kaybetti. Rekabetçi ve yaşanabilir bir yer olmanın temel gerekliliklerinden biri olan altyapı konusunda çağın standartlarını yakalamak için artık daha çok kaynak ve efor harcamamız gerekiyor.

Suriyeli nüfusun da bir kısmı ekonomik faaliyetlerde bulunuyor. İşgücü piyasasına çalışan olarak giren Suriyeli göçmen nüfus ildeki yerleşik bireylerin iş bulma ihtimalini azaltıyor. İşgücü piyasasına işveren olarak giren Suriyeliler ise istihdam yaratan sanayi sektöründe yatırım yapmak yerine daha çok perakende sektörüne yatırım yapıyor. Bu da ildeki katma değerin Hataylı yerleşik hanehalkından Suriyeli işletmelere transfer edilmesine neden oluyor. Tüm bu kronik ve yeni sorunlarımızı listelediği-mizde, sorunlarımıza çözüm olarak üretilen aracın yeni teşvik sistemi olduğunu fark ettik.

Nisan 2012’de tanıtılan ve 15 Haziran 2012 itibariyle yürürlüğe giren yeni teşvik programı 5 alanda 9 destek unsurunu kapsamaktadır. Söz konusu 5 destek alanından biri olan bölgesel teşvikler, iller arasındaki gelişmişlik farkını azaltmayı ve illerin üretim ve ihracat potansiyelini artırmayı hedeflemektedir. Bölgesel teşvik uygulamalarında devlet yardımının yoğunluğu illerin gelişmişlik seviyelerine göre farklılaşmaktadır. Bu amaçla iller, SEGE (Sosyoekonomik gelişmişlik endeksi) 2011 çalışması esas alınarak 6 bölgeye ayrılmıştır. Hatay, söz konusu 6lı gruplamada diğer 16 ille beraber 4. bölgede yer almaktadır.
1. Bölge sosyoekonomik açıdan en gelişmiş illeri, 6. bölge ise en az gelişmiş illeri kapsamaktadır. 2012’de baş göstermeye başlayan yeni sorunları-mıza rağmen Hatay’ın yatırım teşviklerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Ayrıca yeni tasarlanan Cazibe Merkezleri projesine de Hatay dahil edilmemiştir. Her iki uygulamaya da temel teşkil eden SEGE, 2009 ve 2010 yılı verileri kullanılarak hesaplandığından 2010 sonrasında iller arasında sosyo-ekonomik gelişmişlik farklarını etkileyecek herhangi bir değişim olmamıştır gibi çok güçlü bir varsayıma işaret etmektedir.

Oysa, Hatay’ın da aralarında olduğu az sayıda ilin yoğun bir Suriyeli nüfus şokuna maruz kalması dahi, şoka maruz kalan iller hala aynı gelişmişlik kategorisinde mi kabul edilmeli sorusunu anlamlı kılmaktadır. Biz de bu soruyu sorarak SEGE’yi güncel verileri kullanıp Suriyeli nüfusu analize dahil ederek yeni bir SEGE hesapladık. Analiz sonuçları Hatay’ın beşinci teşvik bölgesinde yer alması gerektiğini söylüyordu. Eğer ilimizin bu talebi somut analiz-lere dayanmasaydı “Hatay’ı altıncı teşvik bölgesine alın” diyebilirdik. Ancak, yapılan analizler hakkınız budur dedi ve Ankara’ya hakkımızı istiyoruz şeklinde ses etmeye karar verdik.

PROJE NEYİ AMAÇLIYOR?

Beşinci teşvik bölgesinde olmak neişe yarayacak? Dördüncü teşvik bölgesindeki yatırımlara kıyasla beşinci bölgedekiler %10 daha fazla yatırım katkısı, 1 puan daha fazla faiz desteği ve 1-3 yıl daha fazla sigorta primi işveren hissesi desteği alıyor.Verilecek desteklerdeki bu artış yatırımcılar için Hatay’ın albenisini artıracak ve bu sayede ilimiz daha çok yatırım çekebilecek. Yapılacak yatırım sayısındaki artış doğal olarak daha çok katma değer ve daha çok istihdam anlamına geliyor. Yani bahsedilen istihdam artışını sağlayacak olan projenin yüzü Hatay Büyükşehir Belediyesi değil, artan destek neticesinde Hatay’a yeni yatırım yapacak olan müteşebbislerdir. Dolayısıyla yeni yatırımcıların beklentilerini karşılayacak her işsizimizin işe yerleşme ihtimali artmış olacak.

SON SÖZ

Bence bu projenin ve imza kampanyasının en güzel tarafı yapılan analizler neticesinde tahmin edilen yatırım, istihdam ve refah artışı değil. Hatay’da belki 500000 imza toplanamayacak ama il olarak çağın gerektirdiği şekilde Ankara’ya ses vermiş olacağız. Kendi dinamiklerinin ve sorunlarının farkında olup, ihtiyaç duyduğu çözüm araçlarını Ankara’ya aktarabilen rol model il olmak bu işin en heyecan verici tarafı. Zira makroekonomik ve yapısal problemlere çözüm üretmeye çalışan Ankara’dan her derdimizi zamanında bilip, bu dertlere hızlıca deva olmasını beklemek Ankara’ya haksızlık olacaktır.

  
45 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi48
Bugün Toplam99
Toplam Ziyaret15640
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar33.865834.0015
Euro37.658837.8097
Hava Durumu
Saat